Hep duyardım; Gimsa'ya gittik, Gimsa’dan aldık.
Duyduklarım içinde ucuz olduğu ve genellikle çok kalabalık olduğu da vardı. Teyzeme çok kalabalık oluyormuş elimi çizerler mi, dedim.
Geçen gün benim pardösüm yırtıldı, dedi.
Tabi benim gözlerimden fışkıran ünlemleri hayal edersiniz.
Neyse ki pardösüsü alışveriş arabasına sıkışarak yırtılmış. Böylece korkusuzca adımımı içeri atabildim.
Ucuz sanırım. Artık Ankara'ya belirli zamanlarda geldiğim için piyasaya çok hakim değilim. Giyim kısmından çok züccaciye reyonunu sevdiğimi söyleyebilirim. Birde yaş pasta, kuru pasta, börek, kısmına bayıldım. Epey lezzetli ve ucuz şeyler var. Her marketin o kısmını pek severim zaten.
Alışverişin sonunda elim çizilmedi. Ama mahalleli ve marketin gediklisi olan teyzeler popoları ile beni iteleyerek kendilerine yer açmaya çalıştılar. O kadar kalabalıktı. Hatta iyi ki yalnız gitmemişim, üzerime yanlışlıkla raflardan bir barkod yapışır, teyzeler ucuzmuş diye beni de sepete atarlar diye korkular içinde teyzeme yapışık gezdim. Pek bir şey de bulamadım zaten. Bu sürekli Gimsa’ya gittik, Gimsa’dan aldık diyen kişilerin ne alıp sattıklarını yine anlayamadım. Pasta haricinde bir kulaklık ve bir kitap aldım. Belki de meşhur Gimsa alışveriş usulünü bilmiyorumdur. Bu arada kulaklık sadece 1 hafta dayandı.
Gimsa nedir? İçinde giyim, elektronik, züccaciye ve gıda kısmı bulunan hepsini tek bir kasada ödediğiniz büyükçe bir market diyebilirim. 5M Migros’tan ne farkı var derseniz; Migros Tunalı, Gimsa Ulus derim ve durum anlaşılır sanırım. Birde Gimsa'nın giyim kısmı daha geniş tutulmuş ve tesettür kıyafetleri ve markaları da epey büyük bir alan kaplıyor.
İşte bu kısımda sizden Ankaralı olanların Gimsa maceralarını ve deneyimlerini dinlemek isterim. Ankaralıyım ama bende gitmedim diyorsanız aman ha, yalnız falan gitmeyin, sizi de alır götürürler, demedi demeyin...
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder