Gizemli Giriş Cümlesi: Bu yazdığım şey aslında çok önemli bir sırrımmış gibi geliyor. Ya da daha önce kimseyle yüksek sesle paylaşmadığım için böyle hissediyorum. Ama biliyorum ki birçok kişi bunu yaptı ve bazıları hala yapmaya devam ediyor.
Gece hayallere dalmadan uykuya dalamam. Çocukluğumdan beri bu böyledir.
Özellikle ergenlik döneminde gündüz otobüste aklıma gelen bir senaryoyu "dur ben bunu geceye saklayım," diye düşündüğümü, gece güzel bir film izleyecekmişim gibi yatağa koşarak gittiğimi, yorganı kafama çekip senaryomun başrolünü üstlendiğimi hatırlıyorum. Özellikle yaz tatilindeki berduşluktan dolayı tüm senaryolar tükenip cumhurbaşkanı olduğumu bile hayal etmişliğim vardır.
Ne var ki yani! Hayaller bedava diye edebiyat yapıp durdular, bizde kullandık. :)
Ne var ki yani! Hayaller bedava diye edebiyat yapıp durdular, bizde kullandık. :)
Bu süreç uykuya dalmamı kolaylaştırır ve daha tatlı bir geçiş olurdu. Muhtemelen sırıtarak uykuya dalardım.
Sonra büyüdüm, hayal kurmaya zamanım olmadı, gerçekleri düşünmekten.
Gerçekler ise genelde uyku kaçırır. Özellikle gece yastığa koyduğunuzda tüm can sıkıcı şeyler başınıza üşüşür. Can sıkıntısından, sinirden uykunuz kaçar.
Her zaman can sıkıcı gerçekler uykunuzu kaçırmaz tabii. Başınıza güzel şeyler geliyorsa o sıralar, işte bunları düşünmek de uykunuzu kaçırabilir. Çünkü sevinçten heyecanlanırsınız, vücut adrenalin salgılar. Adrenalin ise uykunuzu hop yutar, götürür. Sabah olsa o güzel şeylere kavuşsam hissi ile uykunuzdan olursunuz.
İşte tam da bu sebeplerden dolayı büyüyüp kaybettiğim “geceleri hayal kurmak” hasletini yeniden yapar oldum. Uykuya dalmak için bir melisa çayı, bir sıcak duş ya da bir bardak şekerli süt kadar etkili olan bu yöntem gerçekten işe yarıyor.
Sırtımda çantam bir trene binmiş, o günkü ruh halime göre istediğim bir ülkeye seyahat ettiğimi hayal ediyorum. İzlediğim gezi programları ya da belgesellerden aklımda kalan görüntülere kendimi yerleştiriyorum. Bazen dükkânlara girip alışveriş bile yapıyorum. Sonuna gelip tekrar evime dönemeden uykuya dalmış oluyorum. O hayalden sıyrılıp yavaş ve yumuşakça uykuya geçiş süreci -belki de anı- o kadar tatlı ve huzur dolu oluyor ki size burada kelimelerle anlatamıyorum.
Yorulduğum, bir külçe haline gelip yatağa kendimi zor attığım zamanları ise ayrı bir seviyorum. Hayal kurmaya bile vaktim olmadan sızıp uyuyorum. İşte böyle dolu dolu geçirdiğim günlerin gecesindeki gönül huzuru da başka bir şeye benzemiyor…
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder