Google

22 Mart 2016 Salı

Size "sana güveniyorum" diyebilir miyim?

Ailenizin Blogger'ı sizlere haber vermeye fırsat bulamadan iki haftalık izine ayrılmıştı. Ailemizin Blogger'ı da kim oluyor diyecek kadar beni unutmadığınızı varsayarak ismimi zikretmiyorum. :)

Nerede idim, neler yaptım kısmına gelmeden önce bugün uzun zamandır beklettiğim bir misafirime söz vereceğim.
Bu misafirin ismi Akela.
Ne zaman yüreği güzel insan varlığından şüpheye düşsem buralardan bir ses geliyor. O güzel seslerden birinin sahibi de Akela.
Kendime çok yakın bulduğum küçük kardeşim.
Şemsiyemin altına alıp korumak istediğim bu güzel küçük kız bana öyle şairane yorumlar bırakıyordu ki;
"bir blog açsana" dedim.
Açtı ve bence şahane yazılar yazıyor. Aşağıda benim bloğum için yazdığı yazıyı okuduktan sonra hemen onun bloğuna gidip tüm yazılarını okumak isteyeceksiniz:

Size "sana güveniyorum" diyebilir miyim? 

Bir insana güvenmek için kriterleriniz nelerdir? 
Peki, benim neydi? 
Gerçekten en son ne zaman birine güvendim?  
Bilmiyorum.. Hatırlayamıyorum. 
Hiç gitmez deyip çok güvendiğimiz tipler vardı değil mi? Hani gittiler sonra.. 
Benim güvensizlik hastalığımda ilk kez "kalan" olmanın ne demek olduğunu öğrendiğimde başladı. Ben hep böyle değildim aslında. İnsanlara sonuna kadar güvenen, ne yaptıysa yaptı vardır bir bildiği diyendim. O daha çok nasıl mutlu olacaksa öyle olsun diyendim. Gelemiyorsa gelmesin ben ona giderim diyendim. Ben sadece diyendim yani. 



Sonra bir gün…Gördüm. yazmıyordu, ölmemişti de. Yaşıyordu ama ben yokken. Varlığım fazla gelince anladım. Benim olayım güvenmekten çıkalı çok olmuş. Ben yaşayan birine can olmuşum. Sonra o yaşayan kıydı canıma. Acımadan. O acımamıştı ama benim canım. Acıdı. Daha sonra. Geçti. Geçmek zorundaydı. Kolay oldu diyemem, değildi. Ama minnettarım. İnsanları erken tanıdım, tanıdıkça büyüdüm, büyüdükçe kim olduğumu buldum. Böylesi iyi, böylesi güzel. 
Ben şimdi size insanlara güvenmeyin demiyorum, onlara can olmayın diyorum sadece, süper Mario’musunuz, siz kaç canınız var? 
9 canlı kediydiniz de canınız mı fazla geldi?
Yapmayın dostlar! Canınızdan can çıkınca yerine yenisini koymuyorlar. 
Siz kalan kırıntılarınızla kalbinize dikişi atıp tutunmaya çalışıyorsunuz. Artık ne kadar tutarsa yada ya tutarsa? Denedim dikiş tuttu da. Arada sızdırıyor be! Oluk oluk kan akmıyor ama azar azar akıyor yerinden. Kapanmayacak yaralar için bedel ödemeyin kendinizden. Giden gidiyor, Kalansa... Böyle işte.


Not: Sizde Bloğumda misafir yazar olmak isterseniz nabrutvebiz@gmail.com adresinden bana ulaşabilirsiniz.

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder