Ölüler, yaralılar…
Uçan bacaklar, kollar…
Haberleri açmak, dinlemek isteyen kimse yok. Bazen televizyon açılınca evden biri illaki şunu söylüyor, lütfen kapatın haberleri…
Duyarsız mıyız, bu olaylara duyarsız kalabilir miyiz?
Mümkün değil.
Lakin gerçekleri gazetelerden takip ediyoruz da görsel olarak görmek, tekrar tekrar yaşamak psikolojik bir yıkım oluyor.
Kızılay patlamasının olduğu sırada Ankara’da idim. Normal şartlarda yani hala Ankara’da yaşıyor olsaydım büyük ihtimalle o saatlerde o durakta olacaktım. Benim evime giden otobüslerin durağıydı. Yıllarca orada otobüs bekledim.
O Pazar evde değildim lakin oralardan da uzaklardaydım. Eve geldim. Telefonum çalıyor. Meğerse patlama olmuş, annemler telaşa düşmüş. Orada olabilirdim, olsa idim ölmüş olacaktım gibi korku ya da endişelere kapılmadım.
Orada değildim ve ölmedim. Ecelim gelse orada olurdum, ecelim gelmediği için orada değildim.
Sonrası tam bir bilgi kirliliği.
Falanca alışveriş merkezinde de patlama olacakmış, yok Ulus’a gitmeyin, yok Kızılay’a gitmeyin. Ve saire ve saire korku ortamı yaratmak adına yapılabilecek tüm çalışmalar özenle yapıldı, yapılmaya da devam ediyor.
Ben patlama ardından bir hafta daha Ankara’da idim. Tüm bu söylentilere kulaklarımı tıkadım. İstediğim yere gittim, geldim. Hiç bir endişe de duymadım. Tek endişem arabayı benim sürüyor olmamdı. Bilirsiniz felaket bir şoförüm. :)
Zira Türkiye’de bir yılda 10.000 kişi trafik kazalarından dolayı hayatını kaybetmişken;
Terörden dolayı (1984-2012 arasında) 5 bin 557 sivil hayatını kaybetmiş. Trafik kazasından dolayı ölmenin, terörden ölme ihtimalinden ne denli fazla olduğu konusundaki yüzdeyi bulmayı istatikçi arkadaşlara bırakıyorum.
Sonuç olarak ecel geldi mi bir dakika geç kalmadığı gibi, bir dakika tehir de edilemiyor.
Değişmeyen bir kader var ki o da öleceğimiz zaman!
Böylesine iman etmişken terör korkusu çekenleri, evinden çıkmaya korktuğunu iddia edenleri, sosyal medyada oluşturulmak istenen algıya av olup da ismi geçen belli başlı yerlere gitmeye çekinenleri anlamakta güçlük çekiyorum.
Ve bu yaratılmak istenen korku ortamının sağlanmasına yardımcı olan ve bu ortamı oluşturmaya çalışanların ekmeğine yağ sürenlere de şunu tavsiye ediyorum:
Siz en iyisi yanınıza deprem çantası alarak tüm kötülüklerden kendinizi korumak adına yatağınızdan çıkmayın.
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder